Almanca Bağlaçlar – Deutsch Konjunktionen

Almanca Bağlaçlar: A’dan Z’ye Kapsamlı Bir Rehber

Almanca dilinde bağlaçlar, cümleler arasında ve cümle ögeleri arasında ilişkiler kurarak anlam bütünlüğü sağlar. Bu yazıda, Almanca bağlaçların kapsamlı bir listesini ve bunlarla oluşturulan örnek cümleleri bulabilirsiniz. Hem yeni başlayanlar hem de dil bilgisini derinleştirmek isteyenler için faydalı bir kaynak olacaktır.


Almanca Bağlaç Türleri

Almanca dilinde, bağlaçlar, cümleler arasında anlam bağlantısı kurmanın ve ifadeleri netleştirmenin önemli araçlarıdır. Bu bağlaçlar sayesinde cümleler arasındaki ilişkileri belirleyebilir ve dilin akıcılığını artırabilirsiniz. Şimdi Almanca’da kullanılan bağlaçları daha yakından inceleyelim.

Basit Bağlaçlar

Basit bağlaçlar, iki cümle veya ifade arasında doğrudan bir bağlantı kurar ve metnin akıcı bir şekilde ilerlemesini sağlar. İşte bazı örnekler:

aber (ama): Bir fikrin zıttını ifade eder. Örneğin, “Kaffee trinken möchte, aber keine Zeit habe” (Kahve içmek istiyorum, ama zamanım yok).
also (böylece): Bir sonuca ulaşırken kullanılır. Örneğin, “Es regnet, also bleibe ich zu Hause” (Yağmur yağıyor, bu yüzden evde kalıyorum).
bevor (önce): Bir eylemin diğerinden önce gerçekleştiğini belirtir. Örneğin, “Frühstücken, bevor ich zur Arbeit gehe” (İşe gitmeden önce kahvaltı yaparım).
bis (kadar): Bir eylemin belirli bir zamana kadar sürdüğünü ifade eder. Örneğin, “Warte hier bis ich zurückkomme” (Ben geri dönene kadar burada bekle).
dabei (buna rağmen): Karşıt bir durumu gösterir. Örneğin, “Er war müde, dabei hat er viel gearbeitet” (Yorgundu, buna rağmen çok çalıştı).
und (ve): İki benzer öğeyi bağlar. Örneğin, “Apfel und Orange” (Elma ve portakal).
ob (olup olmadığı): Bir durumun gerçekleşip gerçekleşmediğini sorgular. Örneğin, “Ich frage mich, ob er kommen wird” (Geleceğini merak ediyorum).

Çok Parçalı Bağlaçlar

Çok parçalı bağlaçlar, iki düşünce arasında daha karmaşık bağlantılar kurar ve durumları daha ayrıntılı bir şekilde açıklar:

einerseits…andererseits (bir yandan…öte yandan): İki farklı görüşü karşılaştırır. Örneğin, “Einerseits möchte ich reisen, andererseits fehlt mir das Geld” (Bir yandan seyahat etmek istiyorum, diğer yandan param yok).
weder…noch (ne…ne de): İki olasılığı reddeder. Örneğin, “Weder das eine noch das andere ist möglich” (Ne biri ne de öteki mümkün).
je…desto (ne kadar…o kadar): Bir şeyin artışına bağlı olarak diğer bir şeyin değiştiğini ifade eder. Örneğin, “Je mehr ich lerne, desto besser werde ich” (Ne kadar çok öğrenirsem, o kadar iyi olurum).
umso…als (özellikle): Bir durumun özellikle vurgulanmasını sağlar. Örneğin, “Umso wichtiger ist es, dass wir pünktlich sind” (Özellikle zamanında olmamız önemlidir).

Bağlaç Türleri

Almanca bağlaçlarını iki ana kategoriye ayırabiliriz:

Nebenordnende Konjunktionen (Eş dereceli bağlaçlar): Bu bağlaçlar, eşit derecede önemli iki cümleyi veya ifadeyi birbirine bağlar. Örnekler: “aber,” “und,” “oder.”
Unterordnende Konjunktionen (Alt cümle bağlaçları): Bu bağlaçlar, bir cümlenin diğerine neden-sonuç, zaman veya koşul bağlamında bağlı olduğunu belirtir. Örnekler: “weil” (çünkü), “dass” (ki), “obwohl” (rağmen).

Konjunktionaladverbien: Bağlaç Olarak Kullanılan Zarflar

Almanca’da bağlaç olarak kullanılan zarflar, hem bağlaç işlevi görür hem de adverbial özellik taşır. Bu zarflar genellikle cümlenin başında kullanılır ve cümle içinde farklı pozisyonlarda yer alabilir. İşte bazı örnekler:

außerdem (ayrıca): Ek bilgi ekler. Örneğin, “Außerdem, ich habe auch eine neue Idee” (Ayrıca, yeni bir fikrim var).
deshalb (bu yüzden): Neden-sonuç ilişkisi kurar. Örneğin, “Es war kalt, deshalb habe ich einen Pullover angezogen” (Hava soğuktu, bu yüzden bir kazak giydim).
trotzdem (buna rağmen): Karşıt bir durumu ifade eder. Örneğin, “Er war müde, trotzdem arbeitete er weiter” (Yorgundu, buna rağmen çalışmaya devam etti).


Almanca Bağlaçlar A’dan Z’ye Listesi

A Harfli Bağlaçlar

  1. aber (ama): Ich wollte ins Kino gehen, aber es war ausverkauft. (Sinemaya gitmek istedim ama biletler tükenmişti.)
  2. als (diğinde): Als ich klein war, spielte ich oft im Park. (Küçükken parkta sıkça oynardım.)
  3. also (bu yüzden): Es war spät, also gingen wir nach Hause. (Geç olmuştu, bu yüzden evimize gittik.)
  4. auch (de): Ich komme auch zur Party. (Ben de partiye geleceğim.)
  5. außerdem (ayrıca): Wir müssen noch einkaufen, außerdem müssen wir den Müll rausbringen. (Alışveriş yapmalıyız, ayrıca çöpleri de çıkarmalıyız.)
  6. aber auch (ama aynı zamanda): Sie ist nicht nur intelligent, aber auch sehr freundlich. (O sadece zeki değil, aynı zamanda çok dost canlısıdır.)
  7. abgesehen von (haricinde): Abgesehen von dem Wetter war der Urlaub großartig. (Hava durumu haricinde tatil harikaydı.)
  8. auch wenn (olsa bile): Ich werde es machen, auch wenn es schwierig ist. (Zor olsa bile bunu yapacağım.)
  9. als ob (sanki): Er tut so, als ob er der Chef wäre. (Sanki patronmuş gibi davranıyor.)
  10. am besten (en iyi): Am besten wäre es, wenn du früh aufstehst. (En iyisi erken kalkman olur.)

B Harfli Bağlaçlar

  1. bevor (önce): Bevor wir gehen, müssen wir die Küche aufräumen. (Gitmeden önce mutfağı toplamalıyız.)
  2. bis (kadar): Wir bleiben hier bis es dunkel wird. (Hava kararana kadar burada kalacağız.)
  3. bedeutet (anlamına gelir): Das bedeutet, dass wir morgen früh aufstehen müssen. (Bu, yarın sabah erken kalkmamız gerektiği anlamına gelir.)
  4. bloß (sadece): Das ist bloß eine Empfehlung. (Bu sadece bir öneridir.)
  5. bereit sein (hazır olmak): Ich bin bereit, wenn du es bist. (Hazırım, sen hazırsan.)
  6. besser gesagt (daha doğrusu): Es war ein Fehler, besser gesagt, ein Missverständnis. (Bu bir hataydı, daha doğrusu bir yanlış anlama.)
  7. bis dahin (o zamana kadar): Wir müssen bis dahin alles erledigt haben. (O zamana kadar her şeyi halletmemiz gerekiyor.)
  8. beispielsweise (örneğin): Viele Länder, beispielsweise Deutschland und Frankreich, haben diesen Vertrag unterschrieben. (Birçok ülke, örneğin Almanya ve Fransa, bu anlaşmayı imzaladı.)
  9. bloß nicht (sakın): Bloß nicht zu spät kommen! (Sakın geç kalma!)
  10. bezüglich (ilgili olarak): Ich habe eine Frage bezüglich der neuen Regelungen. (Yeni düzenlemelerle ilgili bir sorum var.)

D Harfli Bağlaçlar

  1. da (çünkü): Da es regnet, bleiben wir zu Hause. (Yağmur yağdığı için evde kalıyoruz.)
  2. damit (bunun için): Ich schreibe es auf, damit ich es nicht vergesse. (Unutmamak için yazıyorum.)
  3. deshalb (bu yüzden): Es ist spät, deshalb gehe ich nach Hause. (Geç oldu, bu yüzden eve gidiyorum.)
  4. dann (sonra): Zuerst essen wir, dann gehen wir ins Kino. (Önce yemek yeriz, sonra sinemaya gideriz.)
  5. darüber hinaus (bunun ötesinde): Darüber hinaus gibt es viele andere Möglichkeiten. (Bunun ötesinde birçok başka seçenek var.)
  6. denn (çünkü): Ich muss jetzt gehen, denn ich habe einen Termin. (Şimdi gitmem gerekiyor çünkü bir randevum var.)
  7. dass (ki): Ich hoffe, dass du mich verstehst. (Seni anladığımı umuyorum.)
  8. doch (ama): Es regnet, doch wir gehen trotzdem raus. (Yağmur yağıyor ama yine de dışarı çıkacağız.)
  9. daheim (evde): Wir bleiben daheim, da es draußen stürmt. (Dışarıda fırtına olduğu için evde kalıyoruz.)
  10. diesbezüglich (bu konuda): Ich habe diesbezüglich noch keine Antwort erhalten. (Bu konuda henüz bir yanıt almadım.)

E Harfli Bağlaçlar

  1. ehe (önce): Ehe wir essen, müssen wir noch den Tisch decken. (Yemekten önce masayı kurmalıyız.)
  2. entweder … oder (ya … ya da): Entweder du kommst mit, oder ich gehe alleine. (Ya sen geliyorsun ya da ben yalnız giderim.)
  3. erst (ancak): Erst wenn du es verstanden hast, kannst du weitermachen. (Ancak bunu anladıktan sonra devam edebilirsin.)
  4. erstaunlicherweise (şaşırtıcı bir şekilde): Er hat erstaunlicherweise den Preis gewonnen. (Şaşırtıcı bir şekilde ödülü kazandı.)
  5. es sei denn (aksi takdirde): Ich komme, es sei denn, es regnet. (Yağmur yağmazsa geleceğim.)
  6. eines Tages (bir gün): Eines Tages werde ich nach Japan reisen. (Bir gün Japonya’ya seyahat edeceğim.)
  7. ebenfalls (aynı şekilde): Ich wünsche dir ebenfalls viel Erfolg. (Sana da başarılar diliyorum.)
  8. erfreulicherweise (memnuniyetle): Erfreulicherweise ist das Problem gelöst worden. (Memnuniyetle sorun çözüldü.)
  9. eigentlich (aslında): Eigentlich wollte ich bleiben, aber ich muss gehen. (Aslında kalmak istedim ama gitmem gerekiyor.)
  10. einiges (birkaç şey): Es gibt einiges, worüber wir sprechen müssen. (Konuşmamız gereken birkaç şey var.)

F Harfli Bağlaçlar

  1. falls (eğer): Falls es regnet, nehmen wir den Bus. (Yağmur yağarsa otobüs alırız.)
  2. freilich (elbette): Freilich kannst du mir helfen. (Elbette bana yardım edebilirsin.)
  3. falls … dann (eğer … o zaman): Falls er kommt, dann werde ich ihn begrüßen. (Gelirse, onu karşılayacağım.)
  4. folglich (bu nedenle): Er hat nicht geantwortet, folglich müssen wir einen anderen Weg finden. (Yanıt vermedi, bu nedenle başka bir yol bulmalıyız.)
  5. für den Fall, dass (eğer): Für den Fall, dass du Fragen hast, stehe ich zur Verfügung. (Soruların olursa, buradayım.)
  6. fast (neredeyse): Fast hätte ich den Zug verpasst. (Neredeyse treni kaçırmıştım.)
  7. ferner (ayrıca): Wir müssen das Budget prüfen und ferner die Termine festlegen. (Bütçeyi kontrol etmemiz ve ayrıca tarihleri belirlememiz gerekiyor.)
  8. faktisch (gerçekten): Faktisch hat er recht. (Gerçekten haklı.)
  9. finde ich (bana göre): Finde ich auch, dass es eine gute Idee ist. (Bana göre de iyi bir fikir.)
  10. fünfzehn Minuten (on beş dakika): In fünfzehn Minuten beginnt der Film. (On beş dakika içinde film başlayacak.)

G Harfli Bağlaçlar

  1. gleich (aynı): Gleich nachdem ich gegessen habe, werde ich schlafen. (Yemekten hemen sonra uyuyacağım.)
  2. gemäß (uyarınca): Gemäß den Anweisungen, sollen wir warten. (Talimatlara göre beklemeliyiz.)
  3. genauso (aynı şekilde): Das Wetter ist genauso wie gestern. (Hava dünkü gibi.)
  4. gewissenhaft (titizlikle): Er arbeitet gewissenhaft, darum ist er erfolgreich. (Titizlikle çalışıyor, bu yüzden başarılı.)
  5. gleichwohl (yine de): Es war schwierig, gleichwohl haben wir es geschafft. (Zor oldu, yine de başardık.)
  6. gern (zevkle): Ich helfe dir gern. (Sana zevkle yardım ederim.)
  7. gerade (tam olarak): Gerade als ich ankam, begann es zu regnen. (Tam geldiğimde yağmur başladı.)
  8. geradewegs (doğrudan): Wir gingen geradewegs zum Ziel. (Doğrudan hedefe gittik.)
  9. gleichzeitig (aynı zamanda): Wir haben gleichzeitig die E-Mails geschickt. (E-postaları aynı anda gönderdik.)
  10. geht es darum, dass (konu şu ki): Geht es darum, dass wir effizienter arbeiten. (Konu daha verimli çalışmamız.)

H Harfli Bağlaçlar

  1. hinsichtlich (bakımından): Hinsichtlich der Kosten, müssen wir eine Entscheidung treffen. (Maliyetler açısından bir karar vermemiz gerekiyor.)
  2. hoffen auf (umut etmek): Wir hoffen auf gutes Wetter für das Wochenende. (Hafta sonu için güzel hava umuyoruz.)
  3. heutzutage (günümüzde): Heutzutage sind Smartphones weit verbreitet. (Günümüzde akıllı telefonlar yaygın.)
  4. hauptsächlich (temel olarak): Das Projekt besteht hauptsächlich aus Recherchen. (Proje esas olarak araştırmalardan oluşuyor.)
  5. herausfinden (bulmak): Wir müssen herausfinden, woran das liegt. (Sorunun ne olduğunu bulmalıyız.)
  6. hochsensibel (çok hassas): Er ist hochsensibel und reagiert schnell auf Kritik. (O çok hassas ve eleştiriye hızla tepki verir.)
  7. heutzutage (şu anda): Heutzutage gibt es viele Online-Kurse. (Şu anda birçok çevrimiçi kurs var.)
  8. höchstwahrscheinlich (büyük olasılıkla): Es wird höchstwahrscheinlich regnen. (Büyük olasılıkla yağmur yağacak.)
  9. herkömmlich (geleneksel): Die herkömmliche Methode ist nicht mehr effektiv. (Geleneksel yöntem artık etkili değil.)
  10. in Hinsicht auf (bakımından): In Hinsicht auf die Sicherheit müssen wir zusätzliche Maßnahmen treffen. (Güvenlik bakımından ek önlemler almamız gerekiyor.)

I Harfli Bağlaçlar

  1. immer wenn (her zaman): Immer wenn wir uns treffen, haben wir Spaß. (Her zaman buluştuğumuzda eğleniyoruz.)
  2. insofern (şu açıdan): Insofern hast du recht, als es um die Details geht. (Detaylar konusunda haklısın.)
  3. indem (şöyle ki): Indem du regelmäßig übst, verbesserst du dich. (Düzenli pratik yaparak kendini geliştirirsin.)
  4. insofern (şu açıdan): Insofern ist das Projekt erfolgreich. (Bu açıdan proje başarılıdır.)
  5. immerhin (en azından): Immerhin haben wir die Deadline eingehalten. (En azından son teslim tarihine uyduk.)
  6. in dem Maße (ölçüde): In dem Maße, wie du arbeitest, wirst du Erfolg haben. (Çalışma ölçüne göre başarılı olacaksın.)
  7. im Grunde genommen (temelde): Im Grunde genommen ist alles in Ordnung. (Temelde her şey yolunda.)
  8. inzwischen (bu arada): Wir haben inzwischen viel gelernt. (Bu arada çok şey öğrendik.)
  9. im Vergleich zu (karşılaştırıldığında): Im Vergleich zu vorher ist es jetzt besser. (Önceki duruma göre şimdi daha iyi.)
  10. in Anbetracht (göz önüne alındığında): In Anbetracht der Umstände, ist die Entscheidung verständlich. (Koşullar göz önüne alındığında, karar anlaşılabilir.)

J Harfli Bağlaçlar

  1. jedoch (ancak): Ich habe es versucht, jedoch ohne Erfolg. (Denemeye çalıştım ancak başarısız oldum.)
  2. ja (evet): Ja, ich bin einverstanden. (Evet, katılıyorum.)
  3. jedenfalls (her halükarda): Jedenfalls müssen wir jetzt gehen. (Her halükarda şimdi gitmeliyiz.)
  4. jedoch (fakat): Es ist schwierig, jedoch nicht unmöglich. (Zor, fakat imkansız değil.)
  5. jetzt (şimdi): Jetzt ist der richtige Zeitpunkt. (Şimdi doğru zaman.)
  6. jedoch (fakat): Er wollte kommen, jedoch konnte er nicht. (Gelmek istedi, fakat gelemedi.)
  7. jedenfalls (her durumda): Jedenfalls sollten wir es versuchen. (Her durumda denemeliyiz.)
  8. jetzt gerade (şu anda): Ich bin jetzt gerade beschäftigt. (Şu anda meşgulüm.)
  9. jemals (hiç): Hast du das jemals gesehen? (Bunu hiç gördün mü?)
  10. jedenfalls (her durumda): Jedenfalls haben wir unser Bestes gegeben. (Her durumda elimizden geleni yaptık.)

K Harfli Bağlaçlar

  1. kann sein, dass (olabilir ki): Es kann sein, dass wir morgen arbeiten müssen. (Yarın çalışmamız gerekebilir.)
  2. konnte (yapabildi): Ich konnte das Problem lösen. (Sorunu çözebildim.)
  3. künftig (gelecekte): Künftig werden wir diese Methode anwenden. (Gelecekte bu yöntemi uygulayacağız.)
  4. kommend (gelecek): Im kommenden Jahr erwarten wir Wachstum. (Gelecek yıl büyüme bekliyoruz.)
  5. konkret (somut): Wir brauchen konkrete Informationen. (Somut bilgilere ihtiyacımız var.)
  6. könnte (olabilir): Es könnte heute Abend regnen. (Bu akşam yağmur yağabilir.)
  7. kürzlich (yakın zamanda): Kürzlich habe ich ein interessantes Buch gelesen. (Yakın zamanda ilginç bir kitap okudum.)
  8. konnte sein, dass (olabilir ki): Es konnte sein, dass er bereits gegangen ist. (Belki de gitmiş olabilir.)
  9. klar (açık): Es ist klar, dass wir heute arbeiten müssen. (Bugün çalışmamız gerektiği açık.)
  10. künftig (gelecekte): Künftig werden diese Regeln geändert. (Gelecekte bu kurallar değiştirilecek.)

L Harfli Bağlaçlar

  1. laut (göre): Laut dem Bericht gibt es keine weiteren Probleme. (Raporlara göre başka sorun yok.)
  2. letzten Endes (sonuç olarak): Letzten Endes hat sich die Mühe gelohnt. (Sonuç olarak çaba karşılığını verdi.)
  3. leider (maalesef): Leider konnte ich nicht teilnehmen. (Maalesef katılamadım.)
  4. obwohl (rağmen): Obwohl es regnet, gehen wir spazieren. (Yağmur yağmasına rağmen yürüyüşe çıkıyoruz.)
  5. letzten Endes (sonuçta): Letzten Endes war es die beste Entscheidung. (Sonuçta en iyi karar buydu.)
  6. letztendlich (sonuçta): Letztendlich haben wir uns für die neue Strategie entschieden. (Sonuçta yeni stratejiyi seçtik.)
  7. laut (şuna göre): Laut dem Plan, sollten wir jetzt anfangen. (Plana göre şimdi başlamalıyız.)
  8. letzten Endes (sonuç olarak): Letzten Endes haben wir das Projekt erfolgreich abgeschlossen. (Sonuç olarak projeyi başarıyla tamamladık.)
  9. letztlich (sonuçta): Letztlich müssen wir einen Konsens finden. (Sonuçta bir uzlaşma bulmalıyız.)
  10. leider Gottes (maalesef): Leider Gottes ist der Zug ausgefallen. (Maalesef tren iptal oldu.)

M Harfli Bağlaçlar

  1. möglicherweise (belki): Möglicherweise können wir das Problem lösen. (Belki problemi çözebiliriz.)
  2. manchmal (bazen): Manchmal geht es schneller als erwartet. (Bazen beklendiğinden daha hızlı oluyor.)
  3. mit anderen Worten (başka bir deyişle): Mit anderen Worten, wir müssen mehr arbeiten. (Başka bir deyişle, daha çok çalışmalıyız.)
  4. meistens (genellikle): Meistens esse ich Mittagessen um 12 Uhr. (Genellikle öğle yemeğini saat 12’de yerim.)
  5. nachdem (sonra): Nachdem wir gegessen hatten, gingen wir ins Kino. (Yemekten sonra sinemaya gittik.)
  6. mithilfe von (yardımıyla): Wir haben das Projekt mithilfe von Experten abgeschlossen. (Projeyi uzmanların yardımıyla tamamladık.)
  7. meiner Meinung nach (bana göre): Meiner Meinung nach ist das eine gute Idee. (Bana göre bu iyi bir fikir.)
  8. möglicherweise (belki): Möglicherweise wird er morgen zurück sein. (Belki yarın geri döner.)
  9. mit Blick auf (bakımından): Mit Blick auf die Zukunft sollten wir planen. (Geleceği göz önünde bulundurarak plan yapmalıyız.)
  10. mehr oder weniger (az çok): Mehr oder weniger ist alles in Ordnung. (Az çok her şey yolunda.)

N Harfli Bağlaçlar

  1. nachdem (sonra): Nachdem wir angekommen sind, haben wir uns ausgeruht. (Varınca dinlendik.)
  2. nichtsdestotrotz (yine de): Es war spät, nichtsdestotrotz gingen wir noch aus. (Geç olmuştu, yine de dışarı çıktık.)
  3. nämlich (çünkü): Er ist nicht gekommen, nämlich weil er krank ist. (Gelmeyi planlamamıştı, çünkü hasta.)
  4. nur wenn (sadece eğer): Nur wenn du Zeit hast, können wir uns treffen. (Sadece zamanın varsa buluşabiliriz.)
  5. noch bevor (daha önce): Noch bevor wir abfahren, müssen wir tanken. (Yola çıkmadan önce benzin almalıyız.)
  6. nicht nur … sondern auch (sadece … değil, aynı zamanda): Er ist nicht nur klug, sondern auch sehr nett. (O sadece zeki değil, aynı zamanda çok nazik.)
  7. nur dass (tek farkla): Ich hätte gern geholfen, nur dass ich keine Zeit hatte. (Yardım etmek isterdim, tek farkla zamanım yoktu.)
  8. nicht einmal (bile): Nicht einmal der Experte wusste die Antwort. (Hatta uzman bile cevabı bilmiyordu.)
  9. nachdem (sonra): Nachdem wir gegessen haben, können wir den Film anschauen. (Yemekten sonra filmi izleyebiliriz.)
  10. nebenbei (bu arada): Nebenbei habe ich noch ein paar Aufgaben erledigt. (Bu arada birkaç görev de hallettim.)

O Harfli Bağlaçlar

  1. obwohl (rağmen): Obwohl er krank ist, geht er zur Arbeit. (Hasta olmasına rağmen işe gidiyor.)
  2. oder (veya): Möchtest du Tee oder Kaffee? (Çay mı yoksa kahve mi istersin?)
  3. ob (eğer): Ich weiß nicht, ob er kommt. (Gelinip gelinmeyeceğini bilmiyorum.)
  4. obgleich (rağmen): Obgleich es regnet, gehen wir spazieren. (Yağmur yağmasına rağmen yürüyüşe çıkıyoruz.)
  5. oder auch (veya): Wir könnten ins Kino gehen, oder auch zu Hause bleiben. (Sinemaya gidebiliriz, ya da evde kalabiliriz.)
  6. obschon (rağmen): Obschon es spät ist, bleiben wir noch. (Geç olmuş olmasına rağmen burada kalıyoruz.)
  7. obgleich (rağmen): Obgleich die Prüfung schwierig war, hat sie bestanden. (Sınav zor olmasına rağmen geçti.)
  8. oder nicht (ya da değil): Das ist eine gute Idee, oder nicht? (Bu iyi bir fikir değil mi?)
  9. ob das stimmt (doğru olup olmadığını): Ich bin mir nicht sicher, ob das stimmt. (Doğru olup olmadığından emin değilim.)
  10. obwohl … trotzdem (rağmen): Obwohl es schwer war, haben wir es geschafft. (Zor olmasına rağmen başardık.)

P Harfli Bağlaçlar

  1. potenziell (potansiyel olarak): Das ist potenziell ein großes Problem. (Bu potansiyel olarak büyük bir sorun.)
  2. postwendend (hemen): Wir erwarten postwendend eine Antwort. (Hemen bir cevap bekliyoruz.)
  3. plötzlich (birdenbire): Plötzlich hörte es auf zu regnen. (Birdenbire yağmur durdu.)
  4. parallel zu (ile eş zamanlı): Die Veranstaltung läuft parallel zu einer anderen Konferenz. (Etkinlik başka bir konferansla eş zamanlı olarak gerçekleşiyor.)
  5. privat (özel): Das bleibt privat und wird nicht geteilt. (Bu özel kalır ve paylaşılmayacak.)
  6. passen zu (uyumlu olmak): Das Outfit passt zu den Schuhen. (Kıyafet ayakkabılara iyi uyuyor.)
  7. potenziell (potansiyel olarak): Potenziell könnte es ein gutes Geschäft sein. (Potansiyel olarak iyi bir iş olabilir.)
  8. präzise (kesin olarak): Präzise gesagt, haben wir nur noch eine Woche. (Kesin olarak, sadece bir haftamız kaldı.)
  9. paradoxerweise (paradox bir şekilde): Paradoxerweise hat er durch seine Fehler gelernt. (Paradox bir şekilde hatalarından öğrendi.)
  10. pro (karşılığında): Wir zahlen 13 Euro pro Stunde. (Saat başına 13 Euro ödüyoruz.

R Harfli Bağlaçlar

  1. obwohl (rağmen): Obwohl er müde ist, arbeitet er weiter. (Yorgun olmasına rağmen çalışmaya devam ediyor.)
  2. rechtzeitig (vakitlice): Wir müssen rechtzeitig ankommen. (Vakitlice varmalıyız.)
  3. rohe (ham): Rohe Lebensmittel sollten richtig gelagert werden. (Ham gıdalar düzgün bir şekilde saklanmalıdır.)
  4. resultierend aus (sonuç olarak): Das Ergebnis ist resultierend aus unserer harten Arbeit. (Sonuç, sıkı çalışmamızın bir sonucudur.)
  5. rechtlich (hukuki olarak): Das ist rechtlich nicht zulässig. (Hukuki olarak uygun değil.)
  6. rückblickend (geriye bakıldığında): Rückblickend war es eine gute Entscheidung. (Geriye bakıldığında iyi bir karardı.)
  7. rechtfertigen (haklı çıkarmak): Er konnte sein Verhalten nicht rechtfertigen. (Davranışını haklı çıkaramadı.)
  8. raus (dışarı): Wir müssen raus aus dieser Situation. (Bu durumdan çıkmamız gerekiyor.)
  9. rückblickend auf (göz önünde bulundurarak): Rückblickend auf die Ereignisse, war es eine schwierige Zeit. (Olaylara geri bakıldığında zor bir dönemdi.)
  10. respektive (veya): Er wird im Büro oder respektive zu Hause arbeiten. (Ofiste ya da evde çalışacak.)

S Harfli Bağlaçlar

  1. sofern (şayet): Sofern du rechtzeitig kommst, können wir anfangen. (Şayet zamanında gelirsen başlayabiliriz.)
  2. sobald (derhal): Sobald du fertig bist, ruf mich an. (Bittiğinde hemen beni ara.)
  3. stattdessen (bunun yerine): Wir haben keine Milch, wir nehmen stattdessen Joghurt. (Süt yok, bunun yerine yoğurt alacağız.)
  4. somit (böylece): Es war spät, somit entschieden wir uns zu bleiben. (Geç olmuştu, böylece kalmaya karar verdik.)
  5. sowohl … als auch (hem … hem de): Sie spricht sowohl Englisch als auch Deutsch. (Hem İngilizce hem de Almanca konuşuyor.)
  6. selbst wenn (bile): Selbst wenn es regnet, werden wir gehen. (Bile yağmur yağsa gideceğiz.)
  7. sicherlich (kesinlikle): Sicherlich werden wir das Projekt abschließen. (Kesinlikle projeyi tamamlayacağız.)
  8. spätestens (en geç): Wir müssen spätestens um 18 Uhr dort sein. (En geç saat 18’de orada olmalıyız.)
  9. sogar (hatta): Er hat sogar die schwierigsten Aufgaben gelöst. (Hatta en zor görevleri çözdü.)
  10. seitdem (o zamandan beri): Seitdem wir uns getroffen haben, hat sich viel geändert. (O zamandan beri birçok şey değişti.)

T Harfli Bağlaçlar

  1. trotzdem (yine de): Es regnet, trotzdem gehen wir spazieren. (Yağmur yağıyor, yine de yürüyüşe çıkıyoruz.)
  2. tatsächlich (gerçekten): Tatsächlich war das eine gute Idee. (Gerçekten iyi bir fikirdi.)
  3. trotz (rağmen): Trotz des Wetters haben wir das Event genossen. (Havanın aksine etkinliği keyifle geçirdik.)
  4. trotzdem (yine de): Er war müde, trotzdem arbeitete er bis spät. (Yorgun olmasına rağmen geç saate kadar çalıştı.)
  5. terminlich (randevu ile ilgili): Terminlich passt es mir nicht. (Randevu açısından uygun değil.)
  6. tatsächlich (doğrusu): Tatsächlich hat sie das Problem gelöst. (Doğrusu sorunu çözdü.)
  7. teilweise (kısmen): Teilweise war die Aufgabe schwierig. (Kısmen görev zordu.)
  8. trotz allem (her şeye rağmen): Trotz allem haben wir den Erfolg erzielt. (Her şeye rağmen başarıyı elde ettik.)
  9. temporär (geçici olarak): Das Büro ist temporär geschlossen. (Ofis geçici olarak kapalı.)
  10. trotzdem (buna rağmen): Es war teuer, trotzdem haben wir es gekauft. (Pahalıydı, buna rağmen satın aldık.)

U Harfli Bağlaçlar

  1. unter der Voraussetzung (şartıyla): Unter der Voraussetzung, dass du kommst, machen wir das. (Geleceğin şartıyla bunu yapacağız.)
  2. ungefähr (yaklaşık olarak): Ungefähr um 10 Uhr treffen wir uns. (Yaklaşık olarak saat 10’da buluşacağız.)
  3. und zwar (ve özellikle): Wir müssen das Projekt bis Montag abschließen, und zwar vollständig. (Projeyi Pazartesi’ye kadar, özellikle tamamen bitirmeliyiz.)
  4. unter anderem (başka şeylerin yanı sıra): Wir diskutierten unter anderem über die Budgetplanung. (Başka şeylerin yanı sıra bütçe planlaması üzerine konuştuk.)
  5. überhaupt (hiç): Hast du das überhaupt gesehen? (Bunu hiç gördün mü?)
  6. umso mehr (daha da fazla): Das Wetter ist schlecht, umso mehr sollten wir bleiben. (Hava kötü, bu yüzden daha fazla kalmalıyız.)
  7. und (ve): Ich mag Äpfel und Orangen. (Elma ve portakal severim.)
  8. übrigens (bu arada): Übrigens, hast du die neue E-Mail bekommen? (Bu arada, yeni e-postayı aldın mı?)
  9. unmittelbar (doğrudan): Wir treffen uns unmittelbar nach der Besprechung. (Toplantıdan hemen sonra buluşuyoruz.)
  10. unter anderem (başka şeylerin yanı sıra): Unter anderem haben wir über das neue Projekt gesprochen. (Başka şeylerin yanı sıra yeni projeyi konuştuk.)

V Harfli Bağlaçlar

  1. vielleicht (belki): Vielleicht können wir das später besprechen. (Belki bunu sonra konuşabiliriz.)
  2. vollständig (tamamen): Das Formular muss vollständig ausgefüllt werden. (Formun tamamen doldurulması gerekiyor.)
  3. vor allem (her şeyden önce): Vor allem müssen wir die Fristen beachten. (Her şeyden önce son teslim tarihlerine dikkat etmeliyiz.)
  4. vermutlich (muhtemelen): Vermutlich wird er morgen kommen. (Muhtemelen yarın gelecek.)
  5. vorher (önce): Ich werde das Problem vorher lösen. (Sorunu önceden çözeceğim.)
  6. vermutlich (muhtemelen): Vermutlich wird er nicht kommen. (Muhtemelen gelmeyecek.)
  7. vor allem (öncelikle): Vor allem müssen wir pünktlich sein. (Öncelikli olarak zamanında olmalıyız.)
  8. vermutlich (muhtemelen): Vermutlich wird der Test schwierig sein. (Muhtemelen test zor olacak.)
  9. vorher (önceden): Vorher sollten wir planen. (Önceden plan yapmalıyız.)
  10. vielleicht (belki): Vielleicht sollten wir es noch einmal versuchen. (Belki bunu bir kez daha denemeliyiz.)

W Harfli Bağlaçlar

  1. während (sırasında): Während der Sitzung, wurden wichtige Themen besprochen. (Toplantı sırasında önemli konular konuşuldu.)
  2. weil (çünkü): Ich bleibe zu Hause, weil es regnet. (Evde kalıyorum çünkü yağmur yağıyor.)
  3. wenn (eğer): Wenn es morgen regnet, bleiben wir zu Hause. (Yarın yağmur yağarsa evde kalacağız.)
  4. währenddessen (bu arada): Er arbeitete an dem Projekt, währenddessen bereitete sie das Mittagessen vor. (O projeyle ilgileniyordu, bu arada o öğle yemeğini hazırlıyordu.)
  5. weil (çünkü): Wir müssen gehen, weil es spät ist. (Gitmeliyiz çünkü geç oldu.)
  6. während (sırasında): Während des Gesprächs kam ein wichtiger Punkt zur Sprache. (Konuşma sırasında önemli bir nokta gündeme geldi.)
  7. wenn (eğer): Wenn du Zeit hast, können wir uns treffen. (Zamanın varsa buluşabiliriz.)
  8. während (sırasında): Während der Prüfung war es sehr ruhig. (Sınav sırasında çok sessizdi.)
  9. weil (çünkü): Er hat gewonnen, weil er hart gearbeitet hat. (Kazandı çünkü çok çalıştı.)
  10. während (sırasında): Während des Studiums habe ich viel gelernt. (Eğitim sırasında çok şey öğrendim.)

Z Harfli Bağlaçlar

  1. zum Beispiel (örneğin): Zum Beispiel könnten wir ein neues Projekt starten. (Örneğin yeni bir projeye başlayabiliriz.)
  2. zudem (ayrıca): Das Angebot ist gut, zudem gibt es einen Rabatt. (Teklif iyi, ayrıca indirim var.)
  3. zumal (özellikle): Zumal du bereits vorbereitet bist. (Özellikle zaten hazır olduğun için.)
  4. zwar (gerçekten): Es ist zwar schwierig, aber machbar. (Gerçekten zor, ama yapılabilir.)
  5. zuletzt (son olarak): Zuletzt möchte ich mich bei allen bedanken. (Son olarak herkese teşekkür etmek istiyorum.)
  6. zunächst (öncelikle): Zunächst müssen wir die Details klären. (Öncelikle detayları netleştirmeliyiz.)
  7. zum Glück (neyse ki): Zum Glück haben wir die Deadline eingehalten. (Neyse ki son teslim tarihine uyduk.)
  8. zuvor (önceden): Wir sollten uns zuvor informieren. (Önceden bilgi almalıyız.)
  9. zumal (özellikle): Zumal es für dich wichtig ist. (Özellikle senin için önemli olduğu için.)
  10. zu guter Letzt (son olarak): Zu guter Letzt möchte ich dir gratulieren. (Son olarak sana tebrik etmek istiyorum.)

Bu liste, Almanca bağlaçların çeşitlerini ve nasıl kullanıldıklarını anlamanıza yardımcı olacaktır.

Almanca Sürüngen Hayvanlar

Yorum yapın